8 Temmuz 2020 Çarşamba

3 İzlenen 1 Okunan


Kategorilendirememe hastalığı diye bi şey var mı bilmiyorum. Yüksek ihtimalle yok. Ve söylemesi bile zor. Ama varsa ben de ondan olabilir. Aslında düzenli bir insanım da işte. Fazla düzenli olmaya çalışırken oluyor tüm bunlar. Karışık bir izlenen okunan yazısı olsun bu da işte.

Şu aralar anime izlemeye merak salmış durumdayım. Tabi anime mimi sayesinde oluştu bu merakım. Bayağı uzun bir liste yaptım kendime. Yavaş yavaş izlicez artık. Şimdiden listemdeki iki animenin üstünü çizdim bile.



Ateşböceklerinin Mezarı : Sevgili İlkay (Kağıttan Dünyam)'da görmüştüm. II. Dünya Savaşı'nın sonunda Japonya da bombalanan Kobe şehrinde geçmekte. Savaş sırasında Seita ve kız kardeşi Setsuko'nun yaşadıkları ve hayatta kalma mücadelesini konu alıyor. Film Nosuka'nın yazdığı aynı adlı yarı otobiyografik romanı temel almaktaymış. Kitap da Nosuka 1945'te Japonya'daki savaş esnasında kız kardeşini yetersiz beslenme sebebiyle kaybediyor ve kız kardeşinin ölümünden kendisini sorumlu tutuyor ve yaşadığı bu olayı kabullenmek ve telafi etmek amacıyla bu romanı yazmış. Film savaşın yıkıcılığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Her savaşta olduğu gibi özellikle çocuklar, kadınlar, masum insanlar en çok zarar görenler. Yürekleri paramparça eden türden, bunlar neden yaşanıyor dedirten bir filmdi. Gerçek bir olaydan esinlenilmesi beni çok etkiledi. Kesinlikle çok beğendim. İlkay'da paylaşmıştı bu alıntıyı ama bende yazıyım buraya. Filmi izleyince büyük bir anlam kazanıyor. "Neden ateş böcekleri bu kadar çabuk ölüyor"



Elfen Lied : 14 bölümden oluşan kısa bir anime. Uzun soluklu bir animedense hemen biticek kısa bir anime izlemek istediğimden başladım. Dicloniuslar adı verilen insan evriminin bir üst noktası olan bir tür görüyoruz. Bu türün en belirgin özellikleri başlarındaki boynuzları ve vektör denilen görünmeyen kolları. İnsan ırkına büyük bir tehdit oluşturduğu gerekçesiyle yakalanılıp laboratuvarlarda hapsediyorlar. Çok fazla vahşet ve çıplaklık içeren kesinlikle küçüklere göre olamayan bir anime. İzlerken kolların, bacakların, kafaların koptuğu hatta gövdenin ortadan ikiye ayrıldığına bile tanık oluyoruz. Fazlasıyla vahşet var. Zaten anime Lucy adında diclonius labarotuvardan kaçması ve kaçarken -buna pek kaçmak denmez çünkü sakin bir şekilde yürüyor kendisi- önüne gelen her şeyi parçalamasıyla başlıyor. Bi an dedim ki noluyoruz bu kadar güçlü, her şeyi yok eden bir karakter ? Sonra bayağı bir alışmış olsam gerek, hiç sıkılmadan sonunu merak ederek izledim. İzlemek isteyenler vahçeti göz önünde bulundurarak izlesinler. Ben uyarımı yapayım.



Şeytan Geçiti : Deeptone'nun bana önerdiği filmler arasındaydı. Orjinal ismi Dyatlov Geçidi Vakası ama Türkçeye bu şekil de çevrilmiş. İlk olarak Dyatlov Geçidi Vakası bahsetmek istiyorum. Bu olay, 1959 yılında 9 dağcının Ural dağlarında sır dolu bir şekilde ölümü. Dağcıların cesetleri bulunduktan sonra bazılarının kıyafetlerinin olmaması, birinin dili koparılmış olması ve hiçbir darp izi olmamasına rağmen kırık kaburga kemikleri ve kırılmış kafatası kemiklerinin olması ayrıca radrasyon kalıntılarını bulunması dağçılara ne oldu sorusunu sorduyor. Farklı teorikler olmak birlikte hala neden öldükleri bilinmiyor. Filmide de bu gizemi çözmek isteyen 5 üniversite öğrencisinin dağcıların izlediği rotadan gitmelerini ve yol boyunca yaşadıklarını video çekerek belgesel haline getirmeyi amaçlamalarını konu alıyor. Benim böyle gerçek yaşanmış ve çözülememiş olaylara karşı aşırı bir merakım vardır o yüzden heyecanla izledim. Bence anlatılmak istenen teoriyi güzel ele almışlar olaylar arasında minik detaylar ve bağlantılar güzel ama sadece sonundaki o garip olayla bu teoriyi açıklamasalardı dedim. Yani bu teoriyi başka türlü nasıl açıklıcaklar bilemiyorum. Ama izlenemeyi hak edicek güzel bir filmdi.


Derin Mavi - Deep Tone :
 En sevdiğim blog arkadaşlarımdan biri olduğu her seferin de dile getirmekten hiç çekinmiyor. Çünkü seviliyorsun Deep.. Kısa Hikayeli ve şiirli bu kitap tam Deep'in tarzı. Bilmeyen de yok onun tarzını. Sanki kitap okumuyorum da blogunu okuyormuşum gibi hissettirdi. Ayrı bir yazı yazmak isterdim ama Deep'in tarzı ne denir bilemedim.


31 yorum:

  1. Şeytan geçidi filmini nasıl atlamışım ben:)) sağol öneri için.

    YanıtlaSil
  2. heeey, ateş böceklerinin mezarı hıhım tabiiii nefis nefis. bu animenin yönetmeninin diğer filmlerini de kaçırmaa en sevdiğim anime yönetmeni ooo :) prenses kaguya, only yesterday, izle yaaa :) bi de ayrıca, zamanda sıçrayan kız ı izlesenee, bi deee ernest ve celestine hihihi :) elfen lied benim de listemde yaa izleyince çok sevceğimi biliyom daha bi başlayamadııım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vakit buldukça bakıcam yönetmenin diğer filmlerini de. Elfen lied seveceğini düşünüyorsan başlayınca hemencecik bitirir :)

      Sil
  3. heey teşekkür ederiim. ay bu kitabım edebiyat dergisine ve televizyona çıktı yaa :) e biliyon zaten benim de seni çoook sevdiğimiii. sen, berra, ilkay, pembesever tuğçe, saifei saliha :) türü eh işte kısa öykü diyebiliriz bencesi de. gündelik yaşamdan kesit öykülerii :) taşakkür ederiiim cicişkoş şekerişkoş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaa öyle miydi bilmiyodum. Yaa asıl ben teşekkürler ederim :))

      Sil
  4. bu yazını da koyarım bi ara bilokumaaa :)

    YanıtlaSil
  5. Üç izlenen bir okunan 😊, ne güzel bir başlık atmışsın. Derin Mavi'yi yazanın da okuyanın da gözlerine nurlar yağsın 🤗☺️🧿🌷🤚

    YanıtlaSil
  6. Günlerin çok verimli geçiyor demek ki, ne güzel. Böyle bir boşluk varken dolu dolu değerlendirmeli. Anime ile aram iyi sayılmaz ama şu Ateşböceklerinin Mezarı dikkatimi çekti. Bir bakayım. İyi okumalar ve de izlemeler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle. Zamanımı dolu dolu güzel değerlendirme çalışıyorum. Teşekkürler:)

      Sil
  7. Başlık ilgi çekici olmuş, hoşuma gitti :)
    Elfen Lied, vahşetli dediğin için geri duracağım ama diğer izlediklerin ilgimi çekti. Deep'in kitabını da merak ettim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başlığımı beğenmene sevindim. İzlersen fikirlerini merak ediyorum :)

      Sil
  8. Tam istediğim paylaşım olmuş. Bu aralar anime izlemek istiyordum. Karar verememiştim. Karar vermiş oldum sayende. :) Yıllardır evir çevir ara sıra izlediğim de bir film var ''Yürüyen Şato'' iç güzelliğin dış görünüşle kapanmasının mümkün olmayışı ve bunun vurgulanmasında ki kusursuzluk beni mest etmişti. Bu gece tekrar izlemeliyim uzun zaman oldu izlemeyeli. Sanırım bende bağımlılık var. Bir şeyi sevdiysem evir çevir sevmeye devam ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yürüyen Şato benim de listem de var. Kesinlikle izlemeliyim o zaman :)

      Sil
    2. Kesinlikleeeee!!! :)

      Sil
  9. Bu arada gifler çok hoş olmuş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmenize sevindim. Keşke kendin yapabilsem ama internetten buldum.

      Sil
  10. anime duydukça heyecanlanıp heyecanlanıp yarıda bıraktım heyecanımı, lütfen senin bu yazınla artık ben de ertelediğim anime listemi yapayım lütfennnn :) önce Ateşböceklerinin Mezarı'nı tekrar izlemekle başliyim nolur :)

    YanıtlaSil
  11. Evet çok iyi bir animeydi. Yakın birazda da yine sen de gördüğüm Ruhların Kaçışı izlemeyi düşünüyorum. Onuna beğeneceğimi düşünüyorum :)

    YanıtlaSil
  12. Hepsi de çok güzel duruyor:)Teşekkürler paylaşım için:)

    YanıtlaSil
  13. Anime pek sevmem ama diğerlerine bakmak istedim 😊

    YanıtlaSil
  14. Güzel öneriler pocket a attım... izleyip yorumunu yazdıktan sonra bu postu iliştircem yazıya.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzledikten sonra yorum yaparsanız çok sevinirim.

      Sil
  15. Dyatlov Geçidi Vakası'na ben de çok meraklıyım ama filmi izlemedim. İzlemek lazım aklıma not alayım :)

    YanıtlaSil